Biyoteknoloji / Sağlık
SALGININ YENİ ADI: CORONAVIRUS
Çin Wuhan'da ortaya çıkan ve 100'den fazla insanın ölümüne neden olan coronavirüsü hakkında her geçen gün yeni bir gelişme yaşanıyor! Baş dönmesi, bulantı, kusma gibi belirtilerle ortaya çıkan coronavirüs hastalığı erken teşhis edilerek sağlık kuruluşlarında hızlıca gerekli tedbir alınması bulaşıcılık yönü oldukça fazla olan bu virüsün daha da yayılmaması açısından hayati önem taşıyor. Öte yandan dünya üzerinde özellikle Asya ülkeleri ve Amerika ile bazı Avrupa ülkelerinde ortaya çıkarak gün geçtikçe vaka sayısı artan coronavirüs milyonlarca insanı endişeye sürüklüyor.
Coronavirus ilk defa 29 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan şehrindeki deniz ürünleri ve canlı hayvan satan bir markette çalışan 4 kişide görüldü. Aynı günlerde bu marketi ziyaret eden çok sayıda kişi aynı şikâyetlerle hastaneye yatırıldı. Hastalardan alınan örneklerin incelenmesi sonucunda hastalığa neden olan virüsün SARS ve MERS virüsü ailesinden olduğu anlaşıldığı açıklandı. Ve 7 Ocak’ta Dünya Sağlık Örgütü yeni salgının adını açıkladı: Yeni Coronavirus 2019 (2019-nCoV).
Coronavirus, insan ve hayvanlarda soğuk algınlığı veya nezle olarak bilinen üst yolu enfeksiyonuna en sık neden olan virüslerden biri. Ölümcül sonuçları var ve tedavisi henüz yok. Virüsten nasıl sakınılacağını ve grip benzeri belirtilerden nasıl ayırt edileceğini bilmemekse endişe konusu.
Coronavirus grubunun aslında 1960’lı yıllardan beri var olduğunu ve deve, yarasa gibi hayvanları etkilediğinin bilindiğini anlatan uzmanlar; bazı tiplerinin insanlarda da enfeksiyona neden olabildiğini açıkladı. Değişime uğrayarak farklı şekillerde karşımıza çıkanlardan biri Kasım 2002’de ilk kez Çin’de fark edilen SARS oldu. 2002 ve 2003’te dünya çapındaki salgınlarda ise çok sayıda ölüme neden oldu.
Bir başka salgının 2012’de ilk kez Suudi Arabistan’da “Orta Doğu Solunum Sendromu” olarak bilinen MERS olarak ortaya çıktığını söyleyen uzmanlar; salgının çok sayıda insanı etkilediğini ve bu virüsle enfekte olan birçok kişi, ateş, öksürük, nefes darlığı yaşadığını ve ağır hastaların çoğunun ölümüne sebep olduğunu ifade etti.
CORONAVIRUS NASIL BULAŞIYOR?
Coronavirüsler alt familyası ait virüsün türlerdir. “Koronavirüs” adı, taç veya halo anlamına gelen Latin koronadan türetilir ve elektron mikroskobu (EM) altında virionların (virüsün enfektif formu) karakteristik görünümüne işaret eder. Kraliyet tacı veya güneş korona anımsatan bir görüntüsü vardır. Bu morfoloji, virüsün yüzeyini dolduran ve konak tropizmi belirleyen proteinler olan viral sivri (S) peplomerler tarafından oluşturulur.
Tüm coronavirüslerin genel yapısına katkıda bulunan proteinler sivri uç (S), zarf (E), membran (M) ve nükleokapsiddir (N). SARS coronavirüsünün spesifik durumunda, S üzerindeki tanımlanmış bir reseptör bağlanma alanı, virüsün hücresel reseptörüne, anjiyotensin dönüştürücü enzim 2’ye (ACE2) bağlanmasına aracılık eder. Bazı coronavirüsler (özellikle Betacoronavirus alt grup A üyeleri ) hemagglutinin esteraz (HE) adı verilen daha kısa başak benzeri bir proteine sahiptir.
Coronaviridae ailesinden hayvan ailelerinde bulunan bir RNA virüsüdür. Solunum, sindirim ve boşaltım organlarını etkileyen virüs daha çok ilkbahar ve sonbaharda etkindir. Aslında coronavirüsü kedilerin sıklıkla karşılaştığı bir virüstür. Mutasyona uğramadan öldürücü olma riski neredeyse yok gibidir. Virüs kediden kediye temas yoluyla geçer, yayılma yoluysa genelde dışkıdır. Kedilerin neredeyse yarısı bu virüsle hayatlarında bir kez karşılaşırlar. Bu oran kedilerin toplu yaşadığı yerlerde daha da artar. Tanı testlerinde ise kedilerin metabolizmalarının virüse karşı oluşturduğu metabolik maddeler [antibody düzeyi (titer seviyesi)] ölçülebilir. Belirtiler genelde ateş, ishal ve halsizlik şeklinde olur. Ama neredeyse yüzde yüze varan oranlarda kediler bu virüsün hastalığını yenebilirler. Virüsün yayılması genelde "dışkılama > dışkıyla temas > tüy yalama" şeklinde olur. Düşük bir olasılık da olsa hava yolu da bulaşma yolları arasındadır. Coronavirüsünün kedilerin rahatça atlattığı bu hastalığı, virüsün mutasyon geçirmesiyle ölümcül FIP'e dönüşür.
Bilimsel görüşlere göre coronavirüsü %2 ila %10 oranlarında FIP virüse dönüşür (FIPV). Bu mutasyonun nasıl gerçekleştiğine dair viroloji bilimi kesin veri sunamamaktadır. Şu halde coronavirüsünü kapan kedilerin %92-%98'i basit belirtilerle hastalığı atlatırken geri kalanlarda hastalık öldürücü FIP'e çevirmektedir. Coronavirüsünün mutasyon geçirmiş hali olan FIP virüsü, FIP hastalığına neden olur.
Coronavirüsler birçok farklı canlıda hastalıklara neden olabilir. Ancak, SARS-CoV insanlar ve maymunlar, Himalaya misk kedisi, rakun köpeği, kedi, köpek ve kemirgenler gibi hayvanlara bulaşabilir. Kış aylarında daha çok görülen bu virüs; özellikle solunum yolları, karaciğer, mide, barsak ve sinir sistemini etkileyebilir. Grip gibi kolayca, öksürme ve hapşırma ile havaya saçılan virüslerin alınması, enfekte materyale dokunulmasının ardından ağız ve buruna temas sonucunda bulaşabilir.
CORONAVIRÜS BELİRTİLERİ NELERDİR?
- İştahsızlık ve kilo kaybı
- Ateş
- Halsizlik ve durgunluk
- Karın bölgesinin şişmesi
- Görme sorunları, gözün sulanması ve gözde renk değişimi
- Solunum sorunları ve nezle
- Denge sorunları
- Genel psikolojik durumda değişme, mutsuz ifade
CORONAVIRÜS TANISI NASIL KONULUR?
Kan testi: Bu test kanda coronavirüsü ile ilgili molekülleri araştırır. Testte, titer seviyesinin 3.200'ün üstünde olması hastalıktan şüphelenme nedenidir. Ancak kan değerlerindeki oynama nedeniyle belli bir süre sonunda test tekrarlanmalıdır. Ayrıca test kedinin coronavirüsü ile bulaşık olup olmadığı hakkında bilgi verir, yani virüsün mutasyon geçirip FIP olduğu ya da geçirmediği hakkında bilgi vermez.
Elisa testi: Bir tür kan testi
RT-PRC testi: Dışkı ve ağız içi mukoza testi
FA testi: Doku ve karın içinde biriken sıvı için test
Karında biriken suyun incelenmesi: Islak FIP'te karında biriken sıvıyı inceler. Sıvıda protein oranının 35 g/L'yi geçmesi ve albümin/globulin'in %50'den büyük olması şüphelenme sebebidir. Hastalık sebebiyle karında biriken sıvı karakteristik olarak, kıvamlı, sarı ve bulanıktır.
Röntgen ve ultrason: Karında biriken sıvının ve bölgenin belirlenmesinde kullanılır.
Otopsi: Kedi öldükten sonra kesin tanı için yapılır. Amaç, ölen kediyle birlikte yaşayan kedilerin risk durumunu belirlemek olabilir.
CORONAVIRÜSÜN TEDAVİSİ VAR MI?
Hastalığın kesin tedavisi yoktur. Belki hasta kedinin daha uzun ve rahat yaşaması sağlanabilir. Çalışmalar devam etmektedir. Bağışıklık sistemi güçlendiriciler, interferonlar, vitamin kürleri (özellikle C vitamini), antibiyotik desteği en önemli tedavi araçları arasındadır.
Islak FIP'te karında biriken suyun zaman zaman alınması kedinin solunumunu rahatlatabilir. Veteriner hekimin bilgisi dahilinde doğal ürünler denenebilir. Ancak unutulmamalıdır ki hastalığın efuziv forumun herhangi bir tedavisi yoktur.
Dünyayı sarsan coronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Son bilgilere göre virüsten etkilenenlerin sayısı da 3 bine yaklaşırken, Çinli yetkililer virüsün belirti göstermeden bulaştığını ve bulaşıcılığının arttığını açıkladı. Virüsün sıfır noktası olan Wuhan'da bir hastanede çekilmiş görüntüler ise korku filminden bir sahne gibi. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler yüz binlerce kez izlendi.
Çinli yetkililerden korkutucu bir açıklama geldi ve uzmanlar ülkede 3 bine yakın kişiye bulaşan yeni coronavirüsün kuluçka döneminde, yani hastalarda hiçbir belirti ortaya çıkmadığı dönemde de insandan insana bulaştığını açıkladı. Korku içindeki insanlar evlerinden çıkmıyor, Wuhan hayalet kente dönüştü. Sosyal medyada paylaşılan ve korku filmlerini aratmayan görüntüler ise hastalığın ne kadar hızlı yayıldığını kanıtlar nitelikle.
Çin Sağlık Bakanı Ma Xiaowei virüsün bulaşıcılık özelliğinin artmakta olduğunu duyurdu ve virüs nedeniyle bazı kentlerde seyahat kısıtlamaları yapıldı.
KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALI?
Uzmanlar coronavirus tedavisi için henüz etkili olabilecek bir ilaç tespit edilmediği gibi aşısı da olmadığı için ancak enfeksiyondan korunmak veya yayılmasını önlemek için benzer şekilde bulaşan tüm solunum yolu virüslerine karşı alınacak önlemlerin uygulanabileceğini ifade etti ve şu önlemleri sıraladı;
- Eller su ve sabunla en az 20 saniye yıkanmalı veya el dezenfektanı kullanmalı.
- Yüze, ağza, buruna yıkanmamış ellerle asla dokunmamalı.
- Hasta insanlarla yakın temasta bulunmamalı.
- Kapı kolu, telefon, klavye gibi ortak kullanılan ve sıkça dokunulan nesneleri sıkça temizlemeli ve dezenfekte etmeli.
- Öksürük ve hapşırık sırasında ağız mendil ile kapanmalı, sonrasında mendili atıp el yıkanmalı.
- Hastayken evden çıkmamalı ve dinlenmeli.