Biomedya - Biyoteknoloji & Yaşam Bilimleri

Parçacıkların aynı anda birden fazla yerde bulunabilmesi ya da gözlemlendiğinde davranış değiştirmesi, evrenin düşündüğümüzden çok daha esnek bir yapıda olduğunu gösteriyor.

Bu tuhaf kuantum davranışları, bilincin sadece bir gözlemci değil, gerçekliğin oluşumunda aktif bir unsur olabileceği fikrini güçlendiriyor. Bilinç, pasif bir yan ürün değil; belki de evrenin temel bileşeni olabilir. Bu yaklaşım, bilim dünyasında giderek daha fazla tartışma yaratıyor.

Biocentrism gibi teoriler, bilincin evrenden değil, evrenin bilinçten doğduğunu öne sürüyor. Bu bakış açısına göre ölüm, mutlak bir yok oluş değil; bilincin başka bir düzleme geçişi olabilir. Evrenin temel dokusunun bilinçle şekillendiği fikri, yaşam ve ölüm kavramlarını yeniden değerlendirmemizi sağlıyor.

Kuantum deneyleri, zamanın da düşündüğümüz kadar sabit olmadığını gösteriyor. Bazı parçacıklar, seçimlerini sanki gelecekteki bir etkiye göre yapıyormuş gibi davranıyor. Bu da zamanın linear bir çizgi değil, çok katmanlı bir yapı olabileceğini düşündürüyor.

Eğer zaman, bilinç ve gerçeklik bu şekilde iç içeyse, ölüm de yalnızca bir son değil, kuantum gerçekliğinin başka bir seviyesine geçiş olabilir. Bu radikal bakış açısı, yaşamın tek bir doğrusal yol olmadığını, evrenin çok daha derin ve gizemli bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Kaynak:Shining Scienceshiningscience.com