Biomedya - Biyoteknoloji & Yaşam Bilimleri

Bu kavramın temelinde mitokondriyal DNA (mtDNA) yer alıyor. mtDNA yalnızca anneden çocuğa aktarılıyor ve nesiller boyunca büyük ölçüde değişmeden kalıyor. Nükleer DNA’nın aksine, mtDNA her iki ebeveynden karışım almıyor; bu da bilim insanlarının insan soyunu anne hattı üzerinden geriye doğru takip edebilmesini sağlıyor.

Mitokondriyal DNA genomu 16.569 baz çifti ve 37 gen içeriyor. Bu küçük ve kararlı yapı, insanlığın genetik geçmişine dair net bir zaman çizelgesi oluşturulmasına yardımcı oluyor. Yapılan analizler, günümüzde yaşayan tüm insanların mtDNA’sının tek bir kadın ataya kadar uzandığını gösteriyor.

İnsan toplulukları Afrika’dan farklı bölgelere göç ettikçe mtDNA zamanla dallanarak farklı soy hatlarına, yani haplogruplara ayrıldı. Ancak bu genetik çeşitliliğe rağmen, tüm haplogruplar köken olarak Mitochondrial Eve’e bağlanıyor. Bu durum, insanlığın genetik açıdan ortak bir geçmişe sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Bu bulgular, antropolojide kabul gören “Afrika’dan Çıkış” (Out of Africa) modelini güçlü biçimde destekliyor. Irk, coğrafya ya da kültürel farklılıklar ne olursa olsun, modern insanın ortak bir anne ataya sahip olduğu bilimsel olarak doğrulanmış durumda. Mitochondrial Eve, insanlığın kökenine dair en güçlü genetik kanıtlardan biri olarak kabul ediliyor.

Kaynak: https://biologos.org/series/evolution-basics/articles/mitochondrial-eve-and-y-chromosome-adam