Biyoteknoloji / Sağlık
TIBBİ EFSANELER: TIBBİ SKLEROZ HAKKINDA HER ŞEY
MS 2016'da küresel olarak tahmini 2,2 milyon kişiyi etkiledi.
İmmün (bağışıklık) aracılıdır ve çoğu uzman bunun bir otoimmün (özbağışıklık) hastalık olduğuna inanır. MS'li bir kişide bağışıklık sistemi, sinir liflerini örten koruyucu kılıf maddesi olan miyeline saldırır. Bu, beyin ve vücudun geri kalanı arasında iletişim sorunlarına neden olur.
Belirtiler vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir ve şunları içerir:
- Uyuşma ve karıncalanma
- Görüş problemleri
- Kas spazmları ve zayıflığı
- Yorgunluk
- Anksiyete ve depresyon
- Acı
- Hareketlilik sorunları
- Konuşma ve yutma güçlüğü
Bazı vakalarda, hastalık zamanla yavaş yavaş kötüleşir ve doktorlar bu duruma primary progressive MS (birincil ilerleyici MS) adını verir. Diğer insanlar, semptomların kötüleştiği veya yeni semptomların ortaya çıktığı "ataklar" ya da alevlenmeler yaşarlar. Bu, relapsing-remitting (nükseden-düzelen) MS olarak bilinir. Bazı insanlar için, relapsing-remitting MS giderek kötüleşir. Bu durumun adı ikincil ilerleyen MS'dir.
Bugüne kadar, neden bazı kişilerde MS görülüp diğerlerinde görülmediği belirsizdir, ancak çevresel ve genetik faktörler rol oynuyor olabilir. MS'nin neden oluştuğu tam olarak net olmadığından efsanelerin ortaya çıkması ve devam etmesi şaşırtıcı değildir.
Bu makalede, MS ile ilgili en yaygın dokuz efsaneye ve yanlış anlamaya değineceğiz.
1.MS hastalığı olan herkes sonunda tekerlekli sandalyeye ihtiyaç duyar
Bu bir efsanedir. Gerçekte, MS Derneği, "MS'li çoğu kişi tekerlekli sandalye kullanmaz" diye açıklıyor. Nörolog Dr. Loren A. Rolak araştırma makalesinde; bir MS tanısından on beş yıl sonra, insanların sadece%20'sinin yürümek için bir tekerlekli sandalyeye, koltuk değneklerine veya bastona ihtiyacı olduğunu rapor etti.
MS Derneği ayrıca şunu da not eder: “Eğer MS hastalığınız hareket kabiliyetinizi etkilemeye başlarsa, baston, engelli motosikleti veya tekerlekli sandalye kullanmaya başlama kararı zor olabilir. Ancak birini kullanmaya başladığınızda, MS'li birçok kişinin yaptığı gibi, onların ne kadar yararlı olduklarını ve bağımsızlığınızı korumanıza nasıl yardımcı olabileceklerini görebilirsiniz. "
2. MS hastaları çalışamaz
Bu bir efsanedir. MS hastaları, işgücünün değerli üyeleridir.
MS'li bazı kişilerin zorluklarla karşılaştığı ve kariyer yollarını değiştirmeye ihtiyaç duyabileceği doğrudur, ancak bu herkes için kaçınılmaz değildir. Bu noktada, National Multiple Sclerosis Derneği’nin raporuna göre “MS hastaları tanı konulduktan sonra uzun süre çalışmaya devam ederler.”
Bununla birlikte, "MS'li bazı kişilerin, genellikle ailelerinin veya doktorlarının önerisiyle, ilk teşhis edildiklerinde veya ilk ciddi alevlenmelerini yaşadıklarında işlerini bırakmaya karar verdiklerini" de kabul ediyorlar.
National Multiple Sclerosis Derneği bazı durumlarda bu kararın çok hızlı verilebileceğini açıklıyor “ve semptomların kararı renklendirebildiği zamanda. Disease-modifying (hastalık hafifletici) tedaviler, yeni teknolojiler, daha iyi semptom yönetimi, yasal istihdam korumaları ve topluluk kaynakları işgücünde kalmanıza yardımcı olabilir.”
Nitekim, bir çalışmanın yazarlarının açıkladığı gibi, düzenli çalışma, MS hastalarına fayda sağlayabilir:
“İstihdam, finansal güvenlik sağlamanın yanı sıra MS hastalarının fiziksel ve zihinsel sağlığına önemli ölçüde katkıda bulunabilir. Destek, sosyal etkileşim, kimlik duygusu ve amaç sağlayabilir.”
3. Yalnızca yaşlı yetişkinler MS hastası olabilir
Aslında, MS hastalarının çoğu ilk semptomlarını 20 ila 40 yaşları arasında yaşar.
Her yaşta ortaya çıkabilse de 50 yaşından sonra MS gelişmesi diğer yaşlara nispeten nadir kabul edilir.
Bununla birlikte, bir çalışmanın yazarlarının açıkladığı gibi, geç başlangıçlı MS'i ilerleyen yaşla ilişkili diğer durumlardan ayırmak zor olabilir, bu nedenle 50 yaşından sonra ortaya çıkma durumu bazı tahminlerin öne sürdüğünden daha yaygın olabilir.
4. MS hastaları egzersiz yapmamalıdır
Bu doğru değildir. Egzersiz, semptomların azalmasına yardımcı olabilir; ayrıca denge ve gücü artırabilir.
Bu efsane yaygındır. Bazı önerilerin arkasındaki araştırmacıların belirttiği gibi, MS'li insanlar semptomlarını daha da kötüleştirebileceğinden endişe duydukları için genellikle daha az fiziksel aktivite yapmaya başlarlar. Ancak araştırmacılar şu sonuca varıyor:
MS hastaları için egzersiz yapmak güvenli ve etkili bir rehabilitasyon aracı olarak görülmelidir. Mevcut kanıtlar, denetimli ve kişiselleştirilmiş bir egzersiz programının MS hastalarında zindeliği, fonksiyonel kapasiteyi, yaşam kalitesini ve ayrıca değiştirilebilir bozuklukları iyileştirebileceğini göstermektedir.
Geçen yıl, National Multiple Sclerosis Derneği, bir uzman ekibiyle iş birliği içinde, MS hastaları için fiziksel aktivite konusunda kapsamlı bir kılavuz yayınladı. Diğer önerilerin yanı sıra şunları yazdılar:
“Sağlık çalışanları, hastaları her hafta (en az) 150 dakika egzersize ve/veya her hafta (en az) 150 dakika fiziksel aktiviteli yaşam tarzına teşvik etmelidir. Bu hedeflere yönelik ilerleme, kişinin yeteneklerine, tercihlerine ve güvenliğine bağlı olarak kademeli olmalıdır.”
Yeni bir egzersiz rejimine başlamadan önce bir doktorla konuşmak önemlidir.
5. Semptomlarım hafifse ilaca ihtiyacım yok
Şu anda uzmanlar, MS semptomları nispeten hafif olsa bile tedavi olmanın önemli olduğunu söylüyorlar.
Bu durumun erken evrelerinde semptomlar çok fazla soruna neden olmayabilir, ancak erken tedavi ve uzun süreli takip, potansiyel olarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir.
Örneğin, 2016'da yayınlanan bir çalışma, MS tedavisine erken başlamanın etkilerini araştırdı. Yazarlar, "Tedaviye erken başlamanın daha iyi bir klinik sonuçla ilişkili olduğu" sonucuna varmışlardır.
6. MS hastaları hamile kalmamalıdır
Diğer bir yaygın efsane ise MS hastalığının hamile kalma çabalarını engelleyebileceği ve hamilelik sırasında sorunlara neden olabileceğidir. Bu doğru değil. Multiple Sclerosis Vakfı şunları açıklıyor:
“Annede MS olduğu için hamilelik otomatik olarak yüksek riskli değildir. […] MS hastasıysanız, bebeğinizde düşük yapma veya doğum anormallikleri yaşama olasılığınız MS olmayan bir kadından daha fazla değildir. "
Relapsing-remitting MS hastalarının hamileliği sırasında hastalığın nüks etme ihtimali normal zamandan daha düşüktür. Nüks etme riski doğumdan sonraki 6 ayda tekrar artar.
2019'da Association of British Neurologists (İngiliz Nörologlar Derneği), hamile MS’li bireyler için hamilelik öncesi danışmanlıktan doğum sonrası tavsiyeye kadar üzerinde fikir birliği sağlanmış bir kılavuz yayınladı.
Onlar "MS hastalığının doğurganlığı veya düşük yapma riskini etkilemediğini" ve "Hamileliğin, uzun vadeli sakatlığın kötüleşme riskini artırmadığını” onaylıyorlar.
Yazarlar ayrıca MS hastalarının "İleride çocuk sahibi olmak istedikleri için hastaların, disease-modifying (hastalığı hafifletici) ilaç tedavisini ertelememelerini" tavsiye ediyorlar.
7. Bende MS var, bu yüzden çocuklarımda da olacak
MS'in genetik bir bileşeni olsa bile, öngörülebilir bir şekilde doğrudan ebeveynden çocuğa geçmez.
Çalışmalar, tek yumurta ikizlerinden birinin MS geliştirmesi durumunda, diğer ikizinde görülme olasılığının %20-40 olduğunu göstermiştir. Özdeş olmayan ikizlerde risk %3–5'tir. Bu, genler dahil olmasına rağmen, hikâyede daha fazlası olduğunu gösterir.
Şimdiye kadar, bilim adamları MS duyarlılığında payı bulunan 200'den fazla gen bölgesi belirlediler.
MS Derneği'ne göre, MS'li bir ebeveyni olan 67 çocuktan 1'i durumu geliştirir. Bunu, ebeveynleri MS olmayan çocuklarla kıyasladığımızda onlar için risk aşağı yukarı 500 çocukta 1’dir.
Dolayısıyla, risk artmasına rağmen, MS'i kalıtım yoluyla almak hiçbir şekilde kaçınılmaz bir sonuç değildir.
8. MS hastaları tüm stres ve endişe kaynaklarından kaçınmalıdır
Stresli yaşam olaylarının bazı insanlar için MS semptomlarını kötüleştirebileceği doğrudur. MS'li kişilerin kaygı yaşama olasılığının daha yüksek olduğu da doğrudur.
Ancak stresten ve endişeden tamamen kaçınmak imkansızdır.
MS Derneği, stresi daha etkili bir şekilde yönetmenin yollarını bulmayı tavsiye ediyor. Ve National Multiple Sclerosis Derneği tarafından hazırlanan bir broşürün yazarlarının belirttiği gibi:
"Stres tamamen önlenemez ve önlenmemelidir. Buradaki zorluk, onun yoğunluğunu azaltmayı öğrenmek ve stresi bize karşı değil, bizim için çalışmakta kullanmak"
Benzer bir efsanede, stresli yaşam olaylarının ilk etapta MS geliştirme riskini artırabileceğidir. Bunun doğru olduğuna dair hiçbir kanıt yok.
9. MS her zaman ölümcüldür
MS yaşam boyu devam eden bir durum olmasına rağmen ölümcül değildir. Bir araştırmaya göre, MS hastalığına sahip olmak kişinin ömrünü yaklaşık 7 yıl kısaltıyor.
Aynı çalışma, "Hayatta kalmanın her iki popülasyon için de erken doğum kohortunda en kısa olduğunu" buldu. Bundan, MS'li kişilerin ortalama yaşam süresinin yavaşça artabileceği sonucuna varmışlardır.
Bilim insanları bu hastalığı araştırmaya, yeni tedaviler araştırmaya ve geliştirmeye devam ettikçe, MS'nin bir kişinin yaşam süresi üzerinde giderek daha az bir etkisi olması muhtemeldir.
Kaynak: https://www.medicalnewstoday.com/articles/medical-myths-all-about-multiple-sclerosis#2.-People-with-MS-cannot-work
Sema Nur ACAR