Psikoloji
Karanlıkta Neden ‘Bir Şeyler Görürüz’?
Karanlıkta gözlerimizin bize oyun oynadığı hissine kapılmak oldukça yaygındır. Işıklar kapandığında hâlâ renklerin ya da hareket eden şekillerin belirdiğini fark ederiz. Bunun nedeni yalnızca hayal gücümüz değil; göz ve beyin arasındaki karmaşık biyokimyasal süreçlerdir. Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi’nden klinik oftalmoloji profesörü Dr. Scott E. Brodie, bu fenomenin ardındaki bilimi açıklıyor.
Gerçek olmayanı “görmek”
Dr. Brodie’ye göre, görme duyumuz sandığımız kadar kusursuz değil. “Genellikle gördüğümüz şeyin gerçeği yansıttığını düşünürüz,” diyor. “Oysa görsel sistemimiz biyokimyasal süreçlere dayanır ve kolayca kandırılabilir.” Basit bir örnek, parmağınızla gözünüze hafifçe bastırdığınızda beliren ışık halkalarıdır. Bu, “fosfen” adı verilen bir olgudur. Fosfenler, ışık olmadan oluşan görsel parlamalardır ve retina üzerindeki mekanik baskının sinir hücrelerini uyararak ışık varmış gibi bir his oluşturmasıyla meydana gelir.
Gözler karanlıkta da çalışır
Işık azaldığında retina tamamen kapanmaz; yalnızca başka hücreler devreye girer. Özellikle “rod” (çubuk) hücreleri, düşük ışıkta daha aktif hale gelir ve bu da periferik görüşün artmasına neden olur. Dr. Brodie, “Karanlıkta retina aslında ışıkta olduğu kadar aktiftir,” diyor. “Yalnızca etkinlik, ‘açık’ hücreler yerine ‘kapalı’ hücreler tarafından yönetilir.” Bu biyokimyasal hareketlilik, aslında orada olmayan ışık ve renk titreşimlerini görmemize yol açabilir. Bu durum, “kapalı göz halüsinasyonları” olarak da bilinir.
Siyah değil, “kendi grimiz”
Karanlıkta ya da gözlerimizi kapattığımızda gördüğümüz şey tam bir siyahlık değildir. Bu renk tonu, Almanca “içsel gri” anlamına gelen eigengrau olarak bilinir. 19. yüzyılda fizikçi Gustav Fechner tarafından tanımlanan bu olgu, ışık uyaranı olmadığında bile göz sinirlerinden gelen küçük elektriksel sinyallerin beyin tarafından “görsel gürültü” olarak algılanmasından kaynaklanır. Başka bir deyişle, gözümüz kendi içindeki “statik” görüntüyü üretir.
Karanlıkta artan duyular
Karanlıkta görme yetimiz azalırken diğer duyularımız keskinleşir. İşitme ve dokunma duyusu daha belirgin hale gelir, bu da çevrede bir şey varmış hissini güçlendirir. Ayrıca vücudumuzun uzaydaki konumunu algılamamızı sağlayan propriyosepsiyon sistemi de daha aktif olur. Tüm bu faktörler birleştiğinde, tamamen karanlık bir ortamda bile “bir şeylerin” hareket ettiği hissi kaçınılmaz olur.
Bir dahaki sefere karanlıkta bir şey gördüğünüzü sandığınızda, bunun beyninizin ışık yokluğunda bile çalışmaya devam eden karmaşık sistemlerinden biri olduğunu hatırlayın. Gözleriniz, gerçekten de sizi kandırabilir.



