Patoloji
‘Car-t hücre tedavisi’ sayesinde kanserle mücadelede umut veren gelişmeler
Hürriyet Pazar'dan Güliz ARSLAN'ın röportajı:
Prof. Dr. Ercüment Ovalı: Türkiye, bölgede bunu uygulayan tek ülke olacak
Acıbadem Altunizade Hastanesi Kök Hücre Merkezi, Hematoloji Uzmanı, Acıbadem Labcell Hücre Laboratuvarı Direktörü
Projenin ayrıntılarını Ovalı’ya sorduk. Geçen hafta okuduğumuz ‘Küba’nın kanser aşısı artık Türkiye’de’ haberini, aşının ülkemize gelmesine öncülük eden isimlerden, Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent’le konuştuk. Dünyadaki kanser çalışmalarıyla ilgili gelişmeleri New York Üniversitesi’nde Mikrobiyoloji ve İmmünoloji alanında doktora yapan Cihan Taştan anlattı.
◊ Nedir bu ‘car-t hücre tedavisi’?
- Kanserle kendi hücrelerimizi savaştırma yöntemlerinden biri. Diyelim ki, kolumu masaya çarptım. Hemen çarptığım yerde bir grup hücre ölür. O hücrelerin temizlenmesi ve yenilerinin yapılması için bağışıklık sistemi hücreleri devreye girer. Ama bu, vücudun ihtiyacı bitince durur. Eğer durmasaydı, önce kolumuz sonra bütün bedenimiz çürürdü. Bunun olmaması için genetik kod, insanın kendine saldırmasına bir yere kadar izin veriyor. Bir süre öncesine kadar bağışıklık sistemi hücreleri, kanserle mücadeleye karşı kodlansa da, bu ana kod aşılamadığı için hastalık sadece yavaşlatılabiliyor ya da durdurulabiliyordu. ‘Car-t hücre tedavisi’ sayesinde işte o aşılamayan kod kırılıyor ve yerine yeni bir kod yerleştiriliyor. Vücut sanki bir virüsle savaşıyormuş gibi tümöre saldırıyor.
◊ Şimdiye kadar kaç hastada denendi?
- İki binin üzerinde... Şu an erken erişim programı kapsamında bütün seçenekleri tüketmiş hastalarda kullanılıyor. Bir hasta için maliyeti; 400-600 bin dolar civarında.
◊ İçlerinde Türkiye’den birileri var mı?
- Sanmıyorum. Bizde böyle bir tedavi imkânı olduğu pek bilinmiyor.
"HAYAT BOYU KORUYOR" Ercüment Ovalı: Dizayn ettiğimiz iki genetik yapıyı birleştirip yapay bir virüs yapıyoruz ve bunu bir grup hücrenin içine bırakıyoruz. Hücrelerden bazıları virüsle karşılaşınca öldürücü hale geliyor. Kansere karşı çekilmiş bir bıçağı var gibi düşünün, mıknatısla çekilmiş gibi sadece kanser hücresine gidiyor. Bir de bunlar nefes alan hücreler, sizinle beraber yaşıyor. Bir kez veriliyor. 22 gün... Sonra çıkıyorsunuz. Ama o hayat boyu sizi o kansere karşı korumaya devam ediyor.
Şimdiye kadar alınmış en iyi sonuç
◊ Hangi kanser türlerinde etkili?
- İleride bütün türlerde etkili olması bekleniyor ama şu an çocukluk çağında daha sık görülen akut lenfoblastik lösemi ile her yaş grubunda görülen lenfoma ve erişkin yaş grubu hastalığı olan myeloma’daki sonuçlar son derece yüz güldürücü.
◊ Nasıl bir başarı söz konusu?
- Şimdiye dek kanser tedavisinde alınmış en iyi sonuç. Bu yüzden iki-dört sene içinde kanserin temel tedavilerinden biri olması bekleniyor. Şu anda çoğunluğu Amerika’da olmak üzere Avrupa’da, Çin’de, Japonya’da, Avustralya’da 100’den fazla çalışma yürütülüyor.
◊ Türkiye’de durum ne?
- Bizde 84 tıp fakültesinde milyon dolarlık Ar-Ge projeleri var ama bu konuda tek bir klinik çalışma hazırlığı yok. Yeni yeni çeşitli ekipler toplanmaya çalışılıyor. Ama biz laboratuvar çalışmalarımızı tamamladık. Car-t hücrelerini, yani ‘genetiği değiştirilmiş hücreyi’ üretmeyi başardık. Ocaktan beri çalışıyoruz. Şimdi fareler üzerinde denemek için etik onayı bekliyoruz. Aralık gibi insanlar üzerinde test edip martta da erken erişim kapsamına açmayı hedefliyoruz.
2.5 milyon dolarlık bir proje bu...
◊ Kimler üzerinde denenecek ilk kez?
- Her üç kanser türünden (lösemi, lenfoma ve myeloma) onar hasta alacağız. Bütün seçeneklerini yitirmiş hastaların arasından seçilecek ama genel durumlarının iyi olması gerekiyor. Çünkü bu çok da sevimli bir tedavi değil. Hayat kurtarıcı olabiliyor ama yan etkileri de var. O yüzden gücü yerinde olan hastaları kabul etmek zorundayız.
İyi bir yerli versiyon ürettik
◊ Türkiye’de yapılmaya başladıktan sonra ne değişecek?
- Çok komik bir rakama mal edeceğiz. Amerika’daki rakamın yarısı bile değil... Rusya, Ortadoğu ve Balkanlar’da bu tedaviyi uygulayan yok. Dolayısıyla Türkiye, bölgede bu tedaviyi uygulayan tek ülke olacak, bu sayede sağlık turizmi de ivme kazanacak. Devlet şu an bu hasta grubunu hayatta tutabilmek için çok fazla para ödüyor. Ve bu paranın tamamı yurtdışına gidiyor. Bu tedaviyi burada uygulamaya başladıktan sonra o para ülke içinde kalacak.
◊ Neden şimdiye kadar bu alanda bir çalışma yapılmadı bizde?
- Türkiye’de genetik, tanı üzerine oturmuş durumda. Genetik manipülasyonla tedavi üzerine, klinikte denenmiş tek yerli makale bulamazsınız. Ama genetik tanıyla ilgili yüzlerce bulursunuz. Neden? Çünkü talep hep o yönden gelmiş. O yüzden herkes bu tedaviyi yapamayacağımızı düşünüyordu. Aslında çok da zor olmayan bir teknoloji gerekiyor bunun için. Zaten bizler grup olarak uzun zamandır sitokinle uyarılmış öldürücü hücreleri kanser tedavisi için üretiyorduk. Şimdi bu hücrelerin genetiğini değiştirmek üzere de ülkemizde bu işi yapacak önemli insanları bir araya getirerek genetiği değiştirebilecek yapay virüsü üretmeyi başardık. Car-t hücreleri bizim buluşumuz değil. Biz burada sadece iyi bir yerli versiyon üretmeyi başardık. Ve şimdi de tümüyle kendi dizaynımız olacak yeni bir Car-t hücresi üzerinde çalışıyoruz.
Acıbadem Labcell Hücre Laboratuvarı’nın yürüttüğü, car-t hücre tedavisinin bütçesi 2.5 MİLYON DOLAR
"FDA ONAYINI ALDI" Cihan Taştan: Akut lenfoblastik lösemi (ALL) kanseri olan hastaların yüzde 90’ının bu hastalıktan kurtulma şansı yüzde 10. Ancak car-t hücre tedavisi uygulanan iki hasta tamamen kurtuldu. Bu umut verici bulgular neticesinde Amerikan FDA kuruluşu, Novartis ilaç şirketinin sunduğu ‘ALL hastaları için car-t hücre tedavisi’ne geçen hafta onay verdi. 30’un üzerinde hastaya uygulandı, bazı hastalarda yüzde 90’a varan iyileşme gözlendi. Myeloma, glioma, pankreas ve prostat kanserleri için çalışmalar sürüyor.
Cihan Taştan: ‘Asker hücreler’ geliştirmek için denemeler hızlandı
New York Üniversitesi Mikrobiyoloji ve İmmunoloji programında doktora öğrencisi
◊ Kanser tedavilerinde kemoterapi ve radyoterapi gibi kanserin büyümesini önleyici ve geriletici terapiler, sağlıklı hücrelere de zarar verdiğinden bir süredir sadece kanserli hücreleri hedef alacak ve vücuda zararı az olacak, kişiye özel tedaviler geliştirilmeye çalışılıyor.
◊ Hastanın kendi bağışıklık sistemini kullanarak kanseri yenme çalışmaları olarak adlandırabileceğimiz ‘immünoterapi’ araştırmalarının tarihi 19’uncu yüzyıla dayanıyor. 1890’da Dr. William Coley bakteri enfeksiyonu kullanarak kanserin yok olduğunu fark etti. 2000’lerin başında Steven Rosenberg’in öncülüğünde kansere karşı hücresel tedavi yöntemi geliştirildi ve immünoterapi tedavilerinin altın çağı başladı.
◊ Kanserli hücreler, bağışıklık sistemi hücrelerinden saklanabilmek için savunma mekanizmaları geliştirebiliyor. Bu mekanizmaları bloke edebilecek immünoterapi ilaçları geliştirildi. Ama bu ilaçlar pahalı oldukları için sınırlı sayıda hastaya ulaşabiliyor. Hem bloke edici immünoterapi ilaçlarının etkisine sahip olabilecek hem de sadece kanserli hücreleri tanıyıp öldürebilecek ‘asker hücreler’ geliştirmek için, CAR-T hücre ve CRISPR genom modifikasyon denemeleri hızlandı.
◊ İlk ‘car-t hücresi’ 1989’da, Dr. Zelig Eshhar ve ekibi tarafından üretildi. Ancak ilk insanlı klinik çalışmalar Amerika’da 2013 yılında yapıldı.
Prof. Dr. Necdet Üskent: Türkiye öncü ülkelerden biri
Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı ve Onkolojik Bilimler Koordinatörü
◊ ‘Küba aşısı’ olarak bilinen aşı ne zaman, nasıl bulundu?
- ‘Küba aşısı’, 2013’te Küba Moleküler İmmünoloji Merkezi ve Arjantin Buenos Aires Üniversitesi’yle ortaklaşa olarak geliştirildi. 2013’te Küba ve Arjantin Sağlık Bakanlığı tarafından onaylandı. Aşı çalışmalarında başından beri Kübalı bilimadamlarıyla birlikte çalışan ABD Roswell Park Kanser Enstitüsü’nden Prof. Dr. Kelvin Lee de Ulusal Kanser Enstitüsü’nün desteğini alarak ABD ve Kanada’da Vaxira ve diğer Küba aşısı CimaVax EGF için klinik çalışma başlattı. Uluslararası bir klinik çalışmada, aşıyı kullanan ileri evre akciğer kanseri her 100 hastadan 22’sinin ikinci yılın sonunda hâlâ hayatta olduğu, aşı olmayan her 100 hastadan yedisinin hayatta kaldığı görülüyor.
◊ Hangi tür kanserlerde etkili?
- Tüm akciğer kanserlerinin yüzde 85’ini oluşturan ‘küçük hücreli olmayan akciğer kanseri’ ileri evre hastalarında kullanılıyor. Küba ve Arjantin’de meme kanseri ve beyin tümörü tedavisinde de uygulanıyor.
◊ Türkiye’de de kullanılıyor, değil mi?
- Sağlık Bakanlığı tarafından ithali onaylanıp Türk Eczacıları Birliği listesine dahil edilen ancak SGK geri ödemesi olmayan bu aşıyı, etik kurullardan müsaade alınmış, belirli kriterleri taşıyan hastalarda uyguluyoruz.
◊ Aşının Türkiye’ye getirilmesini kim sağladı?
- Öncülerden biri benim. Avrupa Medikal Onkoloji Kongresi’nde bilimsel sunumları dinleyip etkilendim. Kübalı araştırmacıları Türkiye’ye davet ettik. Uluslararası Kanser Aşısı klinik çalışmalarına katıldık. Bu alanda öncü ülkelerden biriyiz. Japonya ve Avrupa’da çalışmalar sürüyor.
◊ Bugün Türkiye’den kaç hasta bu aşıyı kullanıyor?
- Uygun kriterleri taşıyan 40 hasta... Diğer CimaVax EGF’nin Türkiye’ye ithal müsaadesi yok.
◊ Diyelim ki ben bir kanser hastasıyım, bu aşıyı kullanmak için ne yapmam gerek?
- Öncelikle kanser aşısı konusunda deneyimli bir hastanenin Tıbbi Onkoloji Bölümü’ne başvurmanızı öneririm. Bu hastaneler şunlar: Anadolu Sağlık Merkezi, Amerikan Hastanesi, Acıbadem Hastanesi, Ege Üniversitesi Hastanesi ve Medipol Hastanesi. Bu merkezlerde aşıya uygun olup olmadığınız tespit edilmeli. Daha sonra aşı, Sağlık Bakanlığı bilgilendirilerek TEB’den hastane eczanesine getirilir ve tedavinize başlanır.
KAYNAK: http://www.hurriyet.com.tr/kanserle-mucadelede-umut-veren-gelismeler-40520785