Araştırma
Retinol gerçekten işe yarıyor mu?
Cilt bakım reyonları; serumlar, kremler, losyonlar, jeller ve yağlarla dolu. Birçoğu cildi arındırmayı ve ışıltılı hale getirmeyi vaat ediyor. Bu ürünlerin en popüler içeriklerinden biri ise genellikle “cilt bakımının altın standardı” olarak anılan retinol. Peki bu iddiaların bilimsel temeli var mı?
Retinol nedir?
Retinol, A vitamininin bir formudur. Vücut, bitkilerdeki pigmentlerden (örneğin havucu turuncu yapan beta-karoten) A vitamini üreterek retinolü kendi başına sentezleyebilir. Ayrıca peynir, yumurta ve somon gibi yağlı balıklardan da retinol alabilirsiniz. Ancak cilt bakım ürünlerindeki retinol genellikle laboratuvarda üretilir; böylece kavanozda bozulmadan kalır ve cilde sürüldüğünde etkisini gösterir. Retinoidler de retinole benzer ama daha güçlü formlardır. Çoğu sadece reçeteyle verilir (istisna olarak akne tedavisinde kullanılan adapalen reçetesiz satılabilir).
Retinol gerçekten işe yarıyor mu?
Son yıllarda yapılan araştırmalar, reçetesiz satılan retinol ürünlerinin etkileri konusunda karışık sonuçlar ortaya koyuyor. 2021’de yayımlanan ve dokuz klinik denemeyi inceleyen bir derleme, retinol içeren ürünlerin plasebo ile karşılaştırıldığında çok az veya hiç fayda sağlamadığını gösterdi. Üstelik olumlu sonuç bildiren çalışmaların çoğu üretici firmalar tarafından finanse edilmişti.
Buna karşılık, reçeteyle verilen daha güçlü tretinoin hakkında çok daha sağlam kanıtlar mevcut. 2022’de yapılan bir inceleme, tretinoinin kırışıklık, pigmentasyon, sarımsı cilt tonu ve lekeler üzerinde bir ay gibi kısa sürede etkili olduğunu ve bu faydaların iki yıla kadar devam ettiğini ortaya koydu. Dermatologlar retinolu genellikle öneriyor ancak beklentilerin gerçekçi tutulması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlara göre retinol; cilt dokusu, tonu ve berraklığı için faydalı, fakat “kusursuz cilt” sağlayan sihirli bir ürün değil.
Retinol nasıl çalışır?
Cilde sürülen retinol, retinoik aside dönüşerek cilt hücrelerindeki reseptörlere bağlanır. Bu dönüşüm, cildin ölü hücreleri atıp yenilerini üretme sürecini hızlandırır. Böylece cilt daha parlak görünür, lekeler azalır ve gözenekler tıkanmaz. Ayrıca fibroblast adı verilen hücreleri uyararak yeni kolajen üretimini destekler; bu da elastikiyeti artırır ve ince çizgileri azaltır.
Retinol güvenli midir?
Hamile ve emziren kadınların retinol kullanmaması gerekir. Ayrıca ilaç kullananların olası etkileşimler için doktorlarına danışması önerilir. Retinol doğrudan güneş ışığıyla tepkimeye girmez ama cildi daha hassas hale getirir. Bu yüzden dermatologlar her gün en az SPF 30 koruyucu kullanmayı şart koşuyor. Retinole alternatif arayanlar için seçenekler de var. Örneğin bakuchiol adlı bitkisel içerik, bir çalışmada retinol kadar etkili bulunmuş ancak daha az tahrişe yol açmıştır. Bir diğer seçenek olan defensin içeren ürünler de retinole benzer faydalar sağlarken kuruluk ve güneş hassasiyeti yaratmaz.
Sonuç
Bilimsel kanıtlar en güçlü şekilde reçeteli retinoidler için mevcut. Reçetesiz satılan retinol ürünleri ise daha sınırlı etkiye sahip, fakat düzenli ve doğru kullanımda cilt tonu, dokusu ve berraklığında kademeli iyileşme sağlayabilir. Uzmanlar retinolün tek başına mucize yaratmadığını, en iyi sonuçların güneş koruması, düzenli bakım ve sabırlı bir yaklaşım ile görüldüğünü hatırlatıyor.